Haber

Erkan Baş’tan ‘Not alıyoruz’ tepkisi: İsterseniz ağlayarak günlüğünüze yazın

Türkiye Personel Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın toplantısı düzenleyerek Maraş ve Hatay’daki depremlerle ilgili açıklamalarda bulundu.

‘Koordinatör Vali’ olarak atanan Şırnak Valisi Osman Bilgin’in memur ve personele bir aylık maaşlarını bağışlama daveti ile ilgili konuşan Baş, “Gözleri dolan koordinatör valiye sesleniyoruz. Bu emekçilerin maaşları, depremzedeler için düzenlenen kampanyada toplanan 155 milyar TL’nin 86 milyar TL’si televizyonların ortak yayınında yapıldı. Kamuda veya varlık yönetiminde bulunuyoruz. Biz zaten yaptık” diye yanıt verdi.

Erkan Baş’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

ÇADIR BAĞIRIYORUZ: Maalesef dün akşam iki deprem daha meydana geldi. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına başsağlığı, yaralı tüm vatandaşlarımıza başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Bilim adamlarının uyarılarını dinlememeyi alışkanlık haline getiren bu hükümet, iki haftadır yapılan tüm uyarılara rağmen bölgede yeni deprem ve artçı depremlere kulak tıkadı. Üstelik yetmezmiş gibi hasarlı binaları da daha az hasarlı ve hasarsız olarak raporladı. Yine can kayıplarına neden oldu. Depremin üzerinden 15 gün geçti. Bölge halkı ilk günden beri çadır, çadır, çadır diye bağırıyor. Seslerini duyurmaya çalışıyoruz. Çadır, çadır, çadır diye bağırıyoruz. Ancak tüm uyarıları dikkate almayanlar, o mezar şehirlerini kurarken yaptıkları gibi tüm karşıt sesleri susturmaya çalışanlar, iki hafta sonra, insanlar öldükten sonra, Cumhurbaşkan Yardımcısı (Fuat Oktay) gibi, utanmadan, utanmadan kameraların karşısına dikiliyorlar. hasarlı evlere girmeyin deyin. Nitekim nasıl bir yüzsüzlük ve yüzsüzlükle karşı karşıya olduğumuzu tarif etmek mümkün değil.

VATANDAŞIN SANA İHTİYACI OLDUĞUNDA, ONA EL VEREBİLİR MİSİN?: İki haftadır insanlar çadır çadır diye bağırıyor ve bunun sonuçlarını dün bir kez daha acı bir şekilde yaşadık. Bu ülkede enkazdan kurtarılıp hayata tutunmaya çalışan vatandaşlara verecek çadırımız yok ama Tayyip Erdoğan’ın sarayları var. Bizim vatandaşa verecek çadırımız yok ama Tayyip Erdoğan’ın o kadar uçağı var ki sayısını bilmiyoruz, hepsi prestij kurtarmaz diyorlar. Söylenecek tek bir şey var, prestijiniz batacak. Bir ülkenin prestiji, yöneticilerinin zenginliği ile ölçülmez. Saraylarıyla, gemileriyle, uçaklarıyla ölçülmez. Ülkenin prestiji vatandaşına verdiğin bedelle ölçülür. Vatandaşınız size ihtiyaç duyduğunda ona ulaşıp ulaşamıyor musunuz, yardım edebiliyor musunuz, onu o çaresizlikten kurtarabiliyor musunuz… Bunlar ülkenin prestijini ölçecek şeyler.

VATANDAŞLARIN BİRBİRLERİNE YARDIM ETMESİNE İZİN VERMİYORLAR: İşlerini yapmıyorlar. Vatandaşların birbirine ulaşmasına ve yardım etmesine izin vermiyorlar. Bundan rahatsızlar. Açıkça söyleyeceğim, işe yaramazlar. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında sizlere sesleniyorum. Olağan koşullarda, halkın adına kanun yapmak ve karar almak üzere atadığı milletvekillerinin çatısı altındayız. Olağan zamanlarda vatandaşın hayatını güzelleştirecek, kolaylaştıracak, hoşnutluğunu ve huzurunu artıracak yasalar çıkarmak gerekir; Olağanüstü durumlarda bile halkın yaralarını saracak, şifalar üretecek zorlukların üstesinden gelmek için TBMM’nin sorumluluk alması gereken bir yer var. Biz ordayız. Bugün bir kez daha gördük ki bu Meclis’in çoğunluğunun onlarla hiçbir ilgisi yok. Halkla alakaları yok.

MAZERETLER YAPARLAR: Biraz önce Genel Kurul Salonundaydık. Konsey oluşturulmadığı için Meclis çalışmalarını bıraktı. Yarın Divan yeniden kurulmaz, ertesi gün yeniden kurulmaz. Hatta yaptıklarını söylemeye bile utanan bir grup insan var. bahane üretiyorlar AKP Küme Başkan Yardımcısı (Mustafa Elitaş) önceki gün basına yaptığı açıklamada Meclisi yönetmeyeceklerini belirtmişti.

PARLAMENTO NEDEN ÇALIŞTI: Tayyip Erdoğan, küfür hali ilan edileceğini açıkladı. Meclis alelacele onun arkasında toplandı. Vatandaşın hayatını kurtarmak için en kıymetli saatlerde milletvekillerini Meclis’e getirdiler. Parlamento neden çalıştı? Kendi güçlerini korumak için en kritik sözde altın saatte, vatandaşların enkaz altında yardım beklerken Meclis’i çalıştırdılar. İnanılmaz bir şekilde Meclis’te onaylandı ve yürürlüğe girdi.

Bugün Meclis muhtemelen acil bir gündemle toplanacak olsa da depremin sorumluları bir an önce toplanarak kamuoyuna duyurulmalı, ilgili bakanlar gelip yaptıklarının ve yapmadıklarının hesabını vermeli, ve acil düzenlemelerle vatandaşın kanayan yarasını saracak adımlar atın. AKP’liler buradan kaçıyor.

AVUKATLAR NEREDE, O İNŞAAT İŞİNİ KİM YAPAR?: Mesela bu Meclis’te o beş çeteyi zengin edecek bir kanun görüşülse koşa koşa gelirler değil mi? Mesela bazı zenginlerin daha çok para kazanmasına sebep olacak düzenlemeler olsa koşa koşa gelirlerdi. Mesela imar affı için koşa koşa gelirlerdi. O yüzden haykırıyorum o imar affına el kaldıran milletvekilleri neredesiniz? Neredesin? İşverenler çocuk istismarcılarını, hırsız bakanları aklamak için koşa koşa gelip el kaldırıyor, şimdi neredesiniz? Bakın, kiracılar evlerinin sağlam olup olmadığını bile kontrol edemiyorlar. Şimdi onlar için acil bir düzenlemeye ihtiyaç yok mu? Onbinlerce insan sokakta mahsur kalmış, onlara nasıl sadık ve sağlıklı bir ev yaptırabiliriz, bunları düzenleyecek maddelere ihtiyacımız yok mu? Sarsıcı bir oportünizmle halkın ızdırabını servetlerine zenginlik katmak için kullanan alçaklardan hesap sorulmasına cezai düzenleme yapılmasına gerek yok mu? Ama işinizi yapmaya gelince, hiçbiriniz orada değilsiniz. Bir yandan da eseri nasıl gösterebiliriz diye kaygılanıyorsunuz.

AFETLERDEN SARAY REJİMİ SORUMLU DEĞİLDİR: Bu ülkenin başına gelen en büyük felaket bu hırsız sürüsüdür. Bu ülkenin başına gelen en büyük felaket AKP’dir. Bu ülkenin başına gelen en büyük felaket saray rejimidir. Bu ülkenin başına gelen yüzyılın felaketi Tayyip Erdoğan’dır. Bir doğal afet nasıl katliama dönüşür? Adım adım açıklamaya çalışacağım. Baştan şunu yazalım: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedikleri ucube sistem, 2018’den beri bu sistemle yönetiliyoruz. 2018’den beri afet rejimi ile yönetiliyoruz. kelime. Biliyorsunuz bir devlet var, anayasası var, kurumları, görev ve sorumlulukları belirlenmiş ve bizler bu devletin eşit vatandaşları gibi yönetiliyoruz. Saray rejiminin kurduğu bu hükümet sistemi bir afet rejimidir. Bu afetlerle sık sık karşılaşıyoruz. Sorumlular ya dış güçler ya da konuşup itaat edemediğimiz ilahi güçler, kader ve tabiattır. Elbette, ama kesinlikle saray rejimi değil.

BU KATLİAMIN SEBEP OLDUĞU İKİNCİ AYAK KAPİTALİST SİSTEM: O tek adamın ağzından talimat çıkmadıkça yangına bile müdahale edemezler. Ne uçak uçurabiliyorlar, ne çadır dağıtabiliyorlar, ne de yardım edebiliyorlar. O yüzden bu tek adam rejimi, felaketin katliama dönüşmesinin ilk ayağıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen ucube sistem budur. Onbinlerce insanımızı toprak altında bırakmamıza neden olan, bu katliama neden olan ikinci ayak, parayı ve rantın merkeze alındığı ekonomi politikalarıdır. Kapitalist sistem budur. Kamu kaynaklarını birer birer özelleştirerek, rant ve yağma ekonomisini ve sosyal devletin varlık ilkelerini birer birer piyasaya açmışlardır. Şehir hastanelerine sağlık hizmetleri; mezheplere eğitim hakkı, cemaatlere barınma hakkı; Yolları, havaalanları, köprüleri bilinmeyen ihalelerle beş kişilik çetelere sunulan molozların altında hepimiz nefes nefese kalmıştık. Geldiği ilk günden beri ne diyordu ‘Şirket gibi devleti yöneteceğiz’. Bugün varlığını ama yokluğunu hissettiğimiz Kızılay, AFAD gibi kurumların içinin boşaltılmasının temel sebebi bu devletin bir şirket gibi yönetilmesidir.

NOT ALMAK İSTİYORSANIZ AĞLAYARAK GÜNLÜĞÜNÜZE YAZIN: Devletin olduğu enkazın başında yakınlarının kurtarılması için ağlayanları aşağılıyorlar. Televizyoncuların sesini yükseltmeye, gerçekleri haykıran televizyonları susturmaya çalışıyorlar. Örneğin TELE1’i kapatmaya çalışıyorlar. Buradan zulme ve otoriter anlayışa karşı yarım adım bile geri adım atmayacağız. Uzun bir yazın sonunda ister not alın ister ağlayın günlüğünüze gideceksiniz. Tüm eylemlerinizden sorumlu tutulacaksınız.

HİÇBİRİ BAŞLAMAYACAK, ENDİŞE ETMEYİN: Koordinatör Vali… Vali ‘Geç geldiğim için kusura bakmayın’ diyerek çıktı. Durum tarif edilenden çok daha kötü” dedi. ‘Malının yüzde 10’u ile memur ve personelin bir aylık maaşı’ bağış çağrısında bulundu. ‘Ne olacak aç kalmayacağız’ dedi. Buradan, bu işçilerin maaşlarına göz diken koordinatör valiliğe sesleniyoruz, televizyonların ortak yayınında depremzedeler yararına düzenlenen kampanyada toplanan 155 milyar TL’nin 86 milyar TL’si doğrudan yapıldı. bankalardan ve kamuyu ilgilendiren veya varlık yönetimi yapan şirketlerden. Esasen yaptık. Şimdi sıra sizde, vergi aflarıyla, teşviklerle, ihalelerle beslediğiniz çetelere el atma zamanı. Ya bizden çaldıklarıyla servetine servet katanlar yardım etse? Hiçbiri aç kalmayacak, merak etmeyin.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu